İlginizi Çekebilir
  1. Ana Sayfa
  2. Faydalı Bilgiler

Kintsugi Japonya’dan Gelen Sanat

Kintsugi Japonya’dan Gelen Sanat
+ - 0

Japon sanatının doğmaya başladığı yerde Kintsugi akımının mirası olarak ortaya çıkan çatlak vazoların, süs eşyalarının dansı hayatımızda özel bir yer aldı. İçinde barındırdığı felsefe de oldukça etkilidir. İnsanların günlük yaşamda kırıldıkları ya da zorlandıkları bir döneminde yeniden küllerinden doğarak daha güçlü bir şekilde ortaya çıkma şekline Kintsugi denilmiştir. Elbette ki zorlu hayat koşullarında günün stresi aile, iş, ev üçgeni arasında kırıldığımız da oluyor kırdıklarımız da. Her ne kadar bir özürle ya küçük bir jestle tedavi edilmeye çalışılsa da kırılan hiçbir kalp eski hâlini almıyor.

 Zamanla kırılan yerlerinden güçlüklere rağmen kendini yeniden bir bütün olarak ortaya koyabilen çok az kişi vardır. Bunu başaran oldukça güçlü bir yanı olduğunu başarıyor. Bir Japon sanatı olan ve adına Wabi- Sabi kırılmayı oldukça değişik yönlerden ele alıyor. Budizm kökeninde yatan var olmanın üç temel işareti olarak adlandırdıkları özgüven, ıstırap ve boşluk anlamsızlık döngüsünden yola çıkarak gelişen bir felsefesi vardır.

Japon Sanatının Anlamsal Gizliliği

Kusur üzerine özellikle inşa edilmiş bu eşsiz felsefede her şeyin oldukça güze anlamları barınıyor. Wabi’ yi Türkçeye çevirdiğimizde kusurlardan keyif alma olarak ele alabiliriz. Japonya’nın eski dönemlerinde Antik hayatın izlerinin bulunduğu sahada kusur bir aydınlanma olarak ele alınan çok özel bir anahtar olarak görülürdü.

Kusurlu olan bir şeye ayrı bir önem verme vardı. O dönemlerde Uzak Doğu’da böyle bir bilinç varken Batı’da ise kusurlu olanın artık işe yaramayacağı hakkında birtakım eylemlerde bulunulurdu. Wabi- Sabi felsefesinde özellikle yaşlanmak güzelleşmek olarak algılanırken Batı’da ise artık işe yaramayan bir kişiyi temsil eder hâle gelmişti.

Wabi-Sabi anlamı derinden gelen öğretilerden beslenerek doğan Kintsugi felsefesi özel bir sanat dalı hâline geliyor. Özellikle eskiyen kırılan herhangi bir objenin seramik yapılı objeleri atmak yerine altını işleyerek yeniden birleştirme sanatının adı Kintsugi felsefesi olmuştur. Özellikle altın ile yeniden kırılan bir objeyi tamir etmek oldukça büyük bir felsefeye dayanır. Altın ile onarmak işe yaramayacak bir objenin yeniden küllerinden doğarak eskisinden daha güçlü bir şekilde yeniden varlığını ortaya koyması olarak oldukça takdir edilecek bir öğretinin aynası olmuştur.

Japon Felsefesinde Kusurların Kabulü

Kusurların, çatlakların, kırıkların güzel yanını insana göstermenin en anlamlı hâli Kintsugi öğretisinin üzerinde özellikle durduğu en güzel yansımalardan biridir. Kusurları gizlemek adına herhangi bir girişim değildir bu aksine kusurları daha çok ortaya koyarak kusurlarıyla eskiden daha güzel olduğunu tamamen görselleştirebilmek.

Japon komutan Ashikaga’nın Çin yapımı özel çaydanlığı kırılır. Bunun üzerine kırılan bu vazonun tamir edilmesini ister. Tamir edildikten sonraki görüntüsünü beğenmemesi üzerine Japon zanaatkarlardan çaydanlığının onarılmasını ister. Japon zanaatkarlar, altın ile bu önemli çaydanlığın kırılan her yerini tamir eder. Komutan Ashikaga çaydanlığının eski hâline dönmesine çok sevinir. Komutan bu hâlini eski hâlinden daha çok sever ve bu kıymetli eseri oldukça titiz bir şekilde kullanmaya devam eder.

Kusurların Kabulsüzlüğü

İçinde bulunduğumuz çağda her şeyin kusursuz olmasını istiyoruz. Aslında öyle bir durum olmadığını yüzyıldır idrak etmiş olmamız gerekirdi. Her şey kusurlarıyla birlikte daha güzeldir, Kusursuz bir eş, kusursuz kıyafet, kusursuz yiyecek ve içecek. Tüm bunların bu kadar mükemmel ve şahane olması beklenir. Kırılan bir şeyi tamir etmek zordur. Tamir edildiğinde ise oldukça kıymetli bir yapıyı da beraberinde getirir. Tüm kusurlarıyla bir varlığı sevme, değer vermek, onaylamak mutluluğun kapısını aralar.

Bu İçerik Hakkında Ne Düşünüyorsun ?