Bazı şeyleri seçemiyoruz. Ailemiz, çocuklarımız ve tabi sağlık sorunlarımız. Şimdiye kadar otizm bir hastalık olarak görülüyordu. Artık otizm bir hastalık olarak görülmüyor. Otizm tanısı konan insanların sadece diğer insanlardan farklı olduğu söyleniyor. Beyinlerinin işleyişi farklı, birçok konuda çok ilerde ve zeki, sadece sosyal anlamda kendilerini ifade edemiyorlar. Dış dünya ile bağ kuramıyorlar. Artık tedavisi mümkün. Yani kalıcı bir durum değil. Bununla yaşamak zorunda değiliz.
Erken Teşhis Hayat Kurtarır
Tıp dünyasında hep söylenen cümle budur. Erken teşhis hayat kurtarıyor. Eğer çocuğunuzun otizm olduğundan şüphe ediyorsanız çekinmeyin, üstünü kapatmayın, çocuğumun adı çıkar düşüncesi ile çocuğunuzun bütün hayatını mahvetmeyin. Erkenden bir uzman yardımı alırsanız bir yıllık geçici özür engelli raporu veriliyor. Bir yıllık tedavi süreci sonrasında düzelme izlendiği an rapor iptal ediliyor. Erken teşhis ile rehabilite ediliyor. Terapi sonucu iyileşme oluyor ve çocuk sosyal hayata kazandırılıyor.
Otizm Nasıl Anlaşılır?
Çocuk dış dünya ile bağını koparıyor. Kendi hayal dünyasında yaşıyor.Takıntılı oluyor. Bazı takıntılı durumlarda kriz geçirebiliyor. Otizmli çocuk göz teması kurmuyor. Ayrıca:
- Oyuncaklarına ve kendi içinde yarattığı hayal dünyasına dalıyor.
- Bir gittiği yeri bir daha unutmuyor.
- Bazı yetenekleri çok üst seviyede oluyor.
- Kimisi resim alanında çığır açabiliyor. Kimisi matematik dehası oluyor.
- Etrafı ile ilgilenmiyor. Kim gelir kim gider ilgilenmiyor. Ev ile bağ kurmuyor.
- Konuşmuyor. İletişim kurmuyor. Çağırdığınızda bakmıyor. Adını söylediğimizde tepki vermiyor.
- İsteklerini işaret ederek ifade ediyor.
- Obsesif bir kriz anına denk gelmemiş ise isteklerini ağlayarak söyleniyor. Sakin ve içe kapanık bir yapısı vardır.
- Katı gıda yemiyor.
Otizm Bir Hastalık Mı?
Otizm hastalık değildir. Fiziksel olarak nöroloji sistem bozukluğudur. Ancak akıl sağlığı ve bedensel sağlık yerindedir. Sadece sosyal alan ile ilgili sorun yaşıyorlar. Çok özel alanlarda büyük yetenekleri mevcuttur. Sosyalleştirilebilirler. Otizm kişilik bozukluğu ile ilgili sorunları vardır fakat tedavisi ve terapisi mümkündür. Sadece biraz emek ve masraf istiyor.
Eğitim ve Terapi süreci Nedir?
Otizm tanısı konulduktan sonra ilk olarak bir devlet hastanesinden rapor alınmalıdır. Bu rapor geçici rapordur. Bir yıllık eğitim süreci sonucu iyileşme gözlemlendikten sonra bu rapor kaldırılabilir. Daha sonra rapor sizi rahatsız etmeyecek. Çocuğunuzun iyileştiğini gördükçe farklı konular umurunuzda olmayacak. Özel eğitime tabi tutulan cocuk önce bireysel eğitime tabi tutuluyor. Daha sonra duyu bütünleme ile ilgili terapi alınıyor, konuşma terapisi özel eğitim ile ilgili çok önemli bir alandır. Son olarak gün içinde bir iki saat anaokulu eğitimine tabi tutuluyor.
Yapılması gereken ilk iş çocuğun sosyalleşmesi açısından göz teması kurulmasıdır. İnatlaşarak değil konuşup anlaşarak iletişim kurulmalıdır. Göz teması kurmadan istediği hiçbir şey yapılmamalıdır. Kararlı ve sabırlı bir şekilde yola devam edilmelidir.
- Otizm kelimesi evinizin içinde duyulduğu an tüm teknoloji cihazları gözden çıkartın. Bu cihazlar çocuğun kendi hayal dünyasına sıkışmasına sebep oluyor. Işınları da gözlerini rahatsız ediyor. Cocuk daha fazla iletişimden uzaklaşıyor.
- Hastalığı tetikleyecek oyuncakları kaldırılmalıdır.
- Sadece iletişim kurduğu zaman ihtiyaçlarına cevap verilmelidir.
- Sıkıştırma makinesine alternatif olacak yöntemler kullanılmalıdır.
- Sürekli iletişim halinde olacağı oyunlar oynanmalıdır.
- Aynı zamanda üstün zekâ ve becerilerini de köreltmemek gerekir. Bu mucize çocuklardan faydalanmak gerekir
Ülkemiz Otizme Karşı Duyarlı Mi?
Bu konuda çok geride kaldık. Hala otizm hastalık mı değil mi gibi konular konuşuyoruz. Ortak tek bir çatı altında tüm ihtiyaçların karşılanacağı bir kuruma ihtiyaç vardır. Otizmli çocuğu olan aileler:
- Net ve detaylı bilgiyi yetkin bir ağızdan dinleyemiyor.
- Tedavide gecikiyor. Yanlış yönlendiriliyor
- Özel kurumlar aileleri sömürüyor
- Otizmli tanısı konan bazı çocuklar otizmli çıkmıyor. Yanlış teşhis ve para tuzağı konuşuluyor.
- Devlet eli ile bu konuda uzmanlar eğitim ve destek vermelidir.
- Özel çocukların becerilerinden faydalanılmıyor.
- Aileler özel eğitim kurumu, psikolog, konuşma terapisi derken oradan oraya sürükleniyor ve kendi imkanları ile bir şeyler yapmaya uğraşıyor.
- Aileler çocuklarının hastalıklarını kendi imkanları ile keşfediyor, kabul ediyor, açıklamaya cesaret ediyor, toplum baskısını yeniyor. Bütün bunların üstüne yeterli sağlıklı bilgi alabilecekleri ve muhatap olacakları bir kurum bulamıyor. Maddi açıdan da sömürülüyor.
Otizm en baştan önlem alınıp tedavi ediliyor. Aileler çocuklarını devlet tekelindeki kurum ve uzmanlara emanet etmek istiyor.