İlginizi Çekebilir
  1. Ana Sayfa
  2. Faydalı Bilgiler

Mart Ayında Hangi Balıklar Yenir, Faydaları Nelerdir?

Mart Ayında Hangi Balıklar Yenir, Faydaları Nelerdir?
+ - 0

Omega kaynağı olan balık lezzetiyle yediden yetmişe herkesi kendine hayran bırakıyor. Denizden babam çıksa yerim diyenlerde var, balıkta çok seçici olan da. Asıl doğru olan ise seçici olmak. Deniz ürünlerinin sağlıklı olduğunu biliyoruz. Doktorlar herkesin özellikle gelişim çağındaki çocuklar için en az haftada 1 defa balık tüketmesi gerektiğini söylüyorlar.

İçerisindeki vitaminlerle çok fazla hastalığın önüne geçiyor. Fakat bilinen bir gerçek var ki her zaman her balığı tüketemeyiz. Mevsimine uygun balık tüketmek dünyamız için önemlidir. Bu yüzden balıkların yumurtlama zamanı geldiğinde, o balığa av yasağı gelir. Böylece balık rahatça üreyebilir. Üreme mevsimi bittiği zaman ise gönül rahatlığı ile o balığı tüketebiliriz. Balık almaya çıktığınız zaman mart ayında hangi balıklar yenir bilmeniz gerekir.

Balık Yemenin Faydaları Nelerdir?

Balık yemek kanıtlanmış bir şekilde faydalı. İçerisinde bulunan birçok vitamin hem zihinsel olarak hem de gelişim olarak çok destekleyici oluyor. Özelliklede doğru pişirildiği zaman bütün balıkta bulunan vitaminler size geçerek daha sağlıklı biri olmanızı sağlıyor. Doğru bir pişirilme yönteminde ve doğru mevsimde yenilen balık bizim hastalıklara karşı daha güçlü olmamızı sağlıyor.

Balık yemek grip için kesin bir çözüm. Özellikle mevsim geçişinin başlamasıyla artan salgından, bizleri kalkan gibi koruyor. İçerisindeki yağ asitleriyle bağışıklık sistemimizi güçlendirerek kolay kolay hasta olmamızı engelliyor. Sadece grip içinde değil herhangi bir enfeksiyon hastalığa karşı dimdik durmamızı sağlıyor.

Balığın içerisinde oldukça omega-3 olduğunu belirtmiştik. Doymamış yağ asitlerinden oluşan omega-3’ü vücudumuz üretemiyor ama bu vitamini balık sayesinde bolca alabiliyoruz. Ayrıca salatımıza tat versin diye koyduğumuz ton balığında bile fazlaca var. Omega-3’ün sayısız faydası olduğu ise aşikâr. Eğer çocuğunuz balık sevmiyor, ağzına küçük bir dilim bile atmıyorsa eczanelerden çocuğunuza omega-3 yağı alabilirsiniz. Direkt olarak balıktan alınmış kadar sağlıklı olmasa bile çocuğunuzun sağlıklı büyümesi için önemlidir.

İyot zeka gelişimine oldukça büyük katkı sağlar. Balıklar ise iyot yönünden oldukça zengindir. Özellikle haftada 1 balık yiyen çocuklarda zeka gelişimi çok yoğun görülür. Okul başarıları ve öğrenme yeteneği artar. Sadece çocuklarda da değil hamile kadınlarında balık tüketmesi oldukça önemlidir. Hamileyken balık tüketen annelerin çocuklarında ekstra hızlı öğrenme fark edilmiştir.

Kalp hastalığınız varsa ya da ailenizde kalp hastası olabilirse sofranızda balığa yer vermeniz gerekiyor. Balıkta yoğun miktarda bulunan Omega-3 kolesterolü dengeleyerek ani tansiyonun düşmesini ve artmasını engelliyor. Kanın pıhtılaşmasını önleyerek kalp ve damar tıkanıklığının önüne geçip kalp krizi riskini ortadan tamamıyla kaldırıyor.

Neredeyse bütün hastalıklar için şifa olan balık aynı zamanda da kemikleri de güçlendiriyor. İçerisinde bulunan yoğun kalsiyum minareli kemiklerinize iyi geliyor ve kemik erimesi gibi sorunları tamamıyla ortadan kaldırıyor. Eğer kalsiyum sıkıntısı çekiyorsanız, kemik erimesi ile karşı karşıyaysanız hamsi gibi kılçığı yenilebilen küçük balıkları tercih edebilirsiniz. Kılçığıyla beraber yemek size yüklü miktarda kalsiyum deposu sağlayacaktır. Kemik erimesiyle karşı karşıya kalan en riskli grup yaşlılardır. Bu yüzden özellikle yaşlılar ve menopoza giren kadınlar tercih etmelidir.

Balık depresyona karşı birebir çözümdür. Çok şaşırtıcı olsa da omega-3’ün depresyona karşı birebir olduğu kanıtlanmış bir gerçektir. Bu yüzden çok yorucu stresli bir işte çalışıyorsanız gün sonunda omega-3’ü bol olan uskumru, ton balığı, somon gibi balıkları tercih etmek sizin için daha iyi olacaktır. Bunun yanı sıra balığın çok yüksek bir protein kaynağı olduğu artık herkes tarafından biliniyor. İnsan vücudunun sağlıklı olabilmesi için proteine ihtiyacı vardır. Fakat protein depolanamadığı için sürekli olarak dışarıdan alınmalıdır. Haftada en az 1 kere balık yemek protein ihtiyacını birazda olsa giderilmesini sağlayabilir.

Balıkta omega-3 vitaminin bol olması sayesinde her hastalığın önüne geçebilmektedir. Omega-3 diyabet ve alzheimera karşı birebir etkilidir. Omega-3 vitamini insülin etkisi yaparak tip1 diyabetin önüne geçebilir. Yine omega-3 sayesinde insanların hafızası gün geçtikçe daha da güçlenecek ve alzheimera karşı gelecektir. Balık yemek çok faydalı ama balığı mevsiminde taze bir şekilde tüketmek gerekir. Her ay farklı balık mevsimi olur. Bu yüzden her balık alışverişinizde mart ayında hangi balıklar yenir diye araştırma yapmanız gerekebilir.

Mart Ayının Gözde Balığı: Çupra Balığı

Diğer adıyla çipura olarak bilinen çupra balığı her mart kendisini tekrar hatırlatır. Akdeniz’de yayılım gösteren çupranın Avrupa’daki en büyük üreticisi Yunanistan’dır. Çupra balıkları dünyaya sadece dişi olarak gelir. 3-4 yaşlarına vardıklarında erkeklik özelliklerine kavuşurlar. Diğer balıklara kıyasla çupra balıklarının etleri biraz daha serttir ve kılçık sayıları diğer balıklara göre daha azdır. Yağ oranları oldukça eşit olduğu için her türlü pişirilmeye uygundurlar. Genelde fırında yapılırlar.

Fırında çupra balığı yapmak için kişi sayısına göre çupra, defne yaprağı, limon, sarımsak ve baharatlara ihtiyaç vardır. İlk önce balık ayıklanıp temizlenir. Balığın her iki yönüne inci bir çizgi atılır. Çizgi attığımız bu balıklara biraz tuz dökülür ve tuz ellerle yedirilir. Zeytinyağı, limon ve baharatları bir kaba alarak sos elde edilir. Sarımsak ve defne yaprağı eşit bir şekilde balığa yerleştirilir ve hazırladığımız sosa batırarak fırına atılır. Bu lezzetli balığı istediğiniz gibi servis edebilir ve mart ayında hiç endişelenmeden yiyebilirsiniz.

Ticareti Bol Olan Balık: Kefal Balığı

Kefal balığının özellikle ülkemizde çok fazla türü vardır. Kefal balığının en çok tercih edilen ve en çok ticareti yapılan türü havyarıdır. Türkiye’deki bütün denizlerde yetişen kefal balığı sadece yazları göç eder. Neredeyse bütün yemeği lezzetlidir. Genelde buğulaması ve patatesli hali tercih edilir. Fakat genel olarak kirli suyu tercih ettiğinden çok pis bir balıktır. Sadece güvendiğiniz balıkçılardan almalı ve gerçekten iyice yıkandığından emin olmalısınız. Aksi halde kefal balığı sağlığınıza zarar verebilir.

Patates ve soğan yatağında yapılan kefal, balıkçılarda en çok tercih edilen yemektir. Kişi sayısına göre kefal, soğan, patates, maydanoz, domates, limon ve baharatlarınız var ise çok kolay bir şekilde kefal yapabilirsiniz. Kefallerin iyice yıkandığından emin olmalısınız. Yıkadığınız kefallerin üzerine çizik atın. Soğan ve domatesi yuvarlak şekilde doğrayın. Tepsiye pişirme kağıdı serin ve üzerine patates ve soğanın yarısını koyun. Baharatları, zeytinyağını ve sarımsağı bir kapta karıştırarak sos elde edin. Daha sonrasında ise kefal balığını sosa batarak tepsiye koyun. Balığın üzerine patateslerinizi, domatesleri ve soğanları koyun. Üzerine hafif zeytinyağı gezdirerek fırına koyun. 180-200 derecede 25-30 dakika içerisinde balığınızın müthiş pişeceğine emin olabilirsiniz.

Karadeniz’in Sultanı: Kalkan Balığı

Kalkan balığı Türkiye’de sadece Karadeniz’de vardır. Ege’de, Akdeniz’de ve Marmara’da çok az rastlanır. Karadeniz’deki ünlü balıklardan biri olan kalkan balığı yassı, oval bir vücuda sahiptir ve bir tarafı siyaha yakın renkteyken diğer tarafı daha çok beyaza yakındır. Vücudunun sağ tarafını yatmak için kullanır. Gözleri ise sol tarafta bulunur. Samsun ve Sinop bölgelerinde oldukça bilinir. Dipte yaşar fazla hareket etmeyi, gezmeyi sevmez.  Haliyle denizin dibinde yaşayan küçük akrep gibi balıklarla beslenir. Yağlı etinin olmaması sebebiyle genellikle tavada pişirilen kalkan balığında dikkat edilmesi gereken nokta, pişirilmeden önce derisindeki tüm düğmelerin ayıklanmış olması gerektiğidir.

Kalkan balığı genel olarak sadece tavada yapılır. Tavada yapılması için gereken malzeme limon suyu, un, baharat ve dilimlenmiş kalkan balığıdır. Dilerseniz kalkan balığını sizde dilimleyebilirsiniz. Dilimlerinizi 3 santimlik şeritler halinde yapmaya özen gösterin. Daha sonrasında ise kalkan balığının etini limon suyu ve zeytinyağında bekleterek dinlendirin. Tavaya biraz yağ koyun ve yağı kızdırın. Sos ile buluşan kalkan balığını una bulayın. Üzerinde fazla unun kalmamasına dikkat etmelisiniz. Kızgın yağda balıkların rengi altın sarısı renk alana kadar eşit bir şekilde kızartın. Rulo peçete ile balığın üzerindeki fazla yağı alın. Kalkan balığınızı tabağınıza koyup limon dilimleriyle süsleyebilirsiniz.

En Sevilen Balıklardan: İzmarit Balığı

İzmarit Türkiye’deki denizlerde boyuna göre 2 çeşit bulunur. Küçük boylu olursa kancur, büyük olursa kanal izmariti denir. İzmarit balıkların erkekleri dişilerden yaklaşık 5 cm daha iri olurlar. İzmaritte kalkan balığı gibi suyun altında yaşayan dip balığıdır. Midye ve balık yumurtasıyla beslenir. İzmarit balığının eti beyazdır. Genel itibariyle balık severler etini lezzetli bulur. Sonbaharda ızgara hali yapılırken ayıklanmaz. Piştikten sonra, yemeden hemen önce derisi ve kılçıkları ayıklanır. Izgarası kadar soslu izmarit balığı tavada lezzetli olur.

Soslu izmarit tava için un, maydanoz, mayonez, baharat ve limon soyu gerekir. Oldukça lezzetli olan izmarit balığının yapması hiç zahmetli değildir. İlk yapmanız gereken adan izmaritlerin solungaçlarını temizleyerek tuzlu suda yıkamaktır. Daha sonrasında balıktaki kirin komple yok olduğundan emin olmak için 15-20 dakika tuzlu suda bekletmemiz gerekiyor. Tavada yağı kızartırken bir yandan tuzda beklettiğimiz balıkları unlamalıyız. Unlanan balıklar kızgın yağda eşit olacak şekilde pişirilir. Sos daha sonradan serviste eklenir. Mayonezi, ince ince doğradığımız maydanozu, limon suyunu ve baharatları karıştırarak küçük sunum kaselerine koyalım. Sosun kıvamı biraz koyu olacaktır.

Küçük Balıktan Büyük Lezzet: Gümüş Balığı

Balıkçılıkla aranız eğer iyiyse gümüş balığının lüfer, levrek gibi balıkların avlanmasında yem olarak kullanıldığını bilirsiniz. Akdeniz’de ve Karadeniz’de yaşayan bu renkli balığın bilimsel ismi ise atherinadır. Atherina yani gümüş balığı, diğer balıklardan farklı olarak kemiklidir. Sırt bölgesi yeşil ve sarı renk karışımıyken yan tarafları kül rengidir. Gümüş balığının karın kısmında boydan boya gümüş renginde bir çizgisi vardır. Protein olarak aşırı zengin olan gümüş balığı karbonhidrat ve şeker açısından da oldukça fakirdir. Bu yüzden eti ne kadar lezzetli olursa olsun kesinlikle haşlanmaya uygun değildir. Tavada mısır onu kullanarak kızartılarak yenilir.

Gümüş balığı tavası yapmak için malzemeler; maydanoz, un, yumurta ve baharatlardır. Aldığınız gümüş balığının miktarına göre değişkenlik gösterse de 1 kilo gümüş balığı için 3-4 yumurtayı sarısı ve akıyla beraber bir kapta karıştırmanız gerekmektedir. Balıklar öncesinde bir güzel yıkanır, dilerseniz tuzlu suda bekletebilirsiniz. Balıkların temiz olduğundan emin olduktan sonra baharat ekleyip unlayarak önceden kızdırılan tavanın içine atılır. Kızgın yağda pişirilen gümüş balıkların fazla yağını çekmesi için kağıt konulmuş tepsiye alınır. Fazla yağlarını toparladıktan sonra güzel bir servis tabağına dilim limon ve bir demet maydanozla süslenip servis edilir.

Palamut Balığının Büyüğü: Torik Balığı

Oldukça büyük olmasıyla bilinen torik balığı bir gezici balıktır ve çok hızlı yüzer. Genelde ağzı açık yüzdüğü için yüzerken beslenmesini tamamlamış olur ve oldukça çabuk büyür. Atlas Okyanusunda ve Türkiye’de de Karadeniz ve Akdeniz’de yaşar. Yerinde durmayı seven bir balık değildir. Yan tarafları gümüş renkli olan torik balığının sırtı ise mavi renkte ve çizgilidir.

Tam olarak tombul balık olarak görünür. Genel olarak konserve balıkçılığında önemli olsa da aslında boyları 1 metreye kadar çıkmaktadır. Bu devasa balıkların yüzme keseleri yoktur. Bu yüzden yüzerek batmamaya çalışırlar. Torik balığının eti siyah et olarak sayılmaktadır. Diğer balıklardan daha fazla faydası vardır. A ve D vitamini içerisinde oldukça barındırmaktadır. Yaraların erken kapanmasında, büyüme ve gelişmede rolü çok büyüktür. Çocukların bol bol bu nefis balığı yemesi gerekmektedir. Bol eti olan torik balığı aynı zamanda da çok yağlıdır. Bu sebeple fırında ya da ızgarada yapılması daha sağlıklı olur.

Güveçte torik balığı ise torik balığının sağlıklı tariflerinden biridir. Kişiye göre alacağınız torik balık, domates, soğan ve baharatlarla lezzetli bir güveç torik balığı yapabilirsiniz. Diğer balıklar gibi torik balığını iyice temizlemeniz gerekir. Balıkları temizledikten sonra soğanları yarım ay şeklinde doğrayın ve tuzla bu soğanları ovun. Domatesleri, biberleri ve limonu doğrayın. Daha sonrasında ise torikleri orta büyüklükte dilimlemeye başlayın. Güveç tabağına tuzla ovduğunuz soğanların alt tabanına yerleştirin. Soğanların üstüne orta şekilde dilimlediğiniz balıkları yerleştirin. Tuzla ovduğunuz soğanları ve diğer doğradığınız tüm malzemeleri balığın üstüne koyun. 45 dakikalık sıcak bir fırında nefis toriklerinizi yapabilirsiniz. Güzelce servis ederek afiyetle yiyebilirsiniz.

Kedi ya da Barbunya Balığı Değil: Tekir Balığı

İsmiyle kedileri, görüntüsüyle barbunya balığını anımsatan tekir balığı Türkiye’deki bütün denizlerde mevcuttur. Kediler gibi bıyıklarının olması ne kadar şaşırtıcı olsa da beslenmelerini bu bıyıklar sayesinde gerçekleştirir. Tekir balıklarının parmak kırmızı bir ten görünümü vardır. Barbunya balığına göre daha küçük ve daha yassı kafaları vardır. Tekir balıkları yalnızca 9 yılda 10-11 cm kadar büyür. Daha sonrasında ise 15 santimle 35 santim arasında kalırlar. Barbunya balığı ile görünüşleri oldukça farklı olsa da herkes ilk bakışta anlayamayabilir. Burun kısımlarından tutun boyun kısmına kadar pek çok farklılık vardır. Tekir balığının eti de çok lezzetlidir. Özellikle tekir tava en sevilen balık yemeklerinden biridir.

Tekir balığını yaparken, bu lezzetli balığın gerçekten iyi temizlenip temizlenmediğine dikkat etmelisiniz. Pullu olan tekir balıklarının pullarını ayrı bir uğraşla, iç kısmını ayrı bir uğraşla yıkamanız gerekir. Kendinize kadar aldığınız tekir balıklarını yaparken bir kabın içine kepek unu ve sevdiğiniz baharatları karıştırın. Burada normal tuz yerine deniz tezi kullanılması balığın daha lezzetli olmasını sağlayacaktır. Balığı unu hazırladığınız kapta unlayın. Fazla unlu olmaması için kuyruğundan tutup silkeleyerek fazla ununu atabilirsiniz. Sıvıyağı kızgınlaştırdığınız tavada, kızgın yağa balıkları atın. Balıkların iki tarafının da eşit pişmesini sağlayın. Her zamanki gibi kağıt havlu üzerine bu balıkları koyarak fazla yağın çekmesini sağlayın. Çok yağlı olursa balığın mide bulandırıcı olacağını sakın unutmayın. Tabaklara koyun, maydanoz ve limon ile balıkları süsleyip servise hazırlayın.

Her Sofranın Gözdesi: Mezgit Balığı

Mezgit balığını yemeyen ya da sevmeyen gerçekten az kişi vardır. Lezzetli ve dolgun etiyle hem karnınızı hem de sizi vitamine doyurur. Tavuk balığı olarak da bilinen mezgit balığı Türkiye’deki bütün denizlerde bulunmakla beraber en çok Karadeniz’de bulunur. Bu lezzetli balık sadece tadıyla değil aynı zamanda vitaminleri ve sağlıkla oluşuyla bilinir. Çoğu insanda eksik olan B vitamini mezgitte olukça bol bulunur.

B vitaminin yokluğunda oluşan yorgunluk, halsizlik ve sürekli uyuma eğilimleri düzenli mezgit yiyince yok olur. Vücuttaki enerjiyi ve gücü arttırır. Beynimizin ve vücudumuzun gelişmesini sağlar. Bu yüzden anne ve babalar çokça evlerinde mezgit yapmalıdırlar.  Doktorların tavsiyesi genelde haftada 2 kere balık yemektir. Kesinlikle en az haftada 1 kere mezgit balığını yemelisiniz. Mezgit en güzel tavada olur. Dilerseniz direkt olarak tavadan yiyebilir dilerseniz ekmeğinizin içine biraz marul ve soğanla kombin yapabilirsiniz. Tadının güzelliği bir yanı yapımı da oldukça basittir.

Tavada mezgit tava yapmak için ihtiyacımız olan mısır unudur. Alacağınız mezgit miktarı tamamıyla size bağlı olmaktadır. Genel olarak 1.5 kiloluk mezgit tek bir kişiye yetecek kadardır. Öncelikle mezgitleri iyice ayıklayıp yıkmanız lazım. Yıkadıktan sonra ise mezgit balığını süzerek hafif kurumalarını beklemek. Hafif nemli hafif kuru olan mezgit balıklarını tuzlayıp mısır ununa bulamalısınız. Hafifçe kızdırdığınız yağlı tavaya yavaşça mezgitleri dizin. Mezgitlerin iki tarafını eşit olarak pişirin. Genel olarak mezgit tavada 2- 3 kere pişirilir. 2. Ve 3. Pişirmenizde de aynı işlemi uygulayın.

Küçük Çocukların Gözdesi: Levrek Balığı

Levrek balığı hem büyüklüğüyle hem de lezzetiyle sofralarımızın vazgeçilmez protein kaynaklarından biridir. Gerekirse kolay tarifleri gerekirse fiyatının uygunluğuyla yediden yetmişin herkesin kalbini kazanmıştır. Özelliklede evinde balık kokusu istemeyen herkesin tercih ettiği levrek balığı diyet içinde uygun bir tariftir.

Levrek Türkiye’de tüm denizlerde var olan bir balıktır. Çünkü beneklerine göre türlerine ayrılır. Levrek balığın içinde bulunan kalsiyum miktarı çocukların boyunu uzamasını sağlamaktadır. Ergenlik çağındaki her çocuğun levrek yemesi boylarının uzaması için katkı sağlayacaktır. Boyları uzarken kemikleri de aynı zamanda güçlenecektir. Özellikle çocuğunuzu spora, dansa yönlendirmek istiyorsanız kendisine sık sık levrek balığı yedirmelisiniz. Levrek balığının güzel tadı sayesinde ondan hiç sıkılmayacaktır.

Levrek balığı her türlü güzel olur ama fırında yapılan levrek balığı bir başka güzel oluyor. Özellikle üstüne taze kekik konulduysa lezzetine doyum olmuyor. Tamamıyla zahmetsiz hazırlanan levrek balığı aynı zamanda da evinizde koku yapmıyor. Levreği öncelikle iyice temizlememiz gerekiyor. Daha sonra kolay pişmesini sağlamak için levreğin üzerine bıçakla hafif derinlik olacak şekilde çizil atmalısınız. Limonları halka şeklinde doğrayıp balığın içerisine ve üzerine eşit olacak şekilde yerleştirin. Levrek balığının lezzetine lezzet katmak adına taze kekik eklemelisiniz. 2-3 dal taze kekik için yeterli olacaktır. Eğer çok fazla koyarsanız kekik tadı bayacak ve levreğinizin tadını alamayacak hale geleceksiniz. Tuz ve az miktarda kara biberi balığın üstüne serpin. Limon suyu ve zeytinyağından oluşan bir karışım hazırlayarak balığın üzerinde fırça yardımıyla gezdirin. Bu balığın daha kıvamında pişmesini sağlayacaktır. 200 derecelik fırında 25 dakika pişirin. Levrek balığını pişirirken balığı sererseniz levreğe koyduğumuz her tat birbirine karışır ve oldukça lezzetli olur. Bu lezzetli ve sağlıklı olan balığı ailenizdeki herkesin beğeneceğine emin olabilirsiniz.

Balık Pişirirken Dikkat Etmeniz Gerekenler

Küçük balıklardan ya da palamut gibi balıkları kızartma şeklinde yemekten hoşlanıyorsanız kızartma yağınızın temiz olmasına çok dikkat etmelisiniz. Aksi durumda kızartma yağınız temiz ve hijyenik değilse bazı mide sorunlarına davetiye vermiş olabilirsiniz. Eğer balığınızı ızgara yöntemi ile pişirmeyi seviyorsanız ızgara yapmaya karar verdiğiniz balığın mutlaka yeteri kadar yağlı olması gerekir. Eğer balığınız ızgara yapılmaya yetecek kadar yağlı değilse ızgara teline yapışarak tüm keyfinizi kaçırabilir. Izgara balık ile alakalı bir püf nokta vermek gerekirse daha lezzetli bir ızgara yapmak için balığınızı önceden marine edebilirsiniz. Bu sayede daha lezzetli bir ziyafet çekebilirsiniz.

Üçüncü dikkat etmeniz gereken konu ise buğulama yaparken geçerli olacak. Eğer balığı buğulama şeklinde yapmayı seviyorsanız pişirmek için hazırladığınız diğer malzemelerinizin aynı boyutta olmasına dikkat edin. Patates gibi tüm garnitürleriniz aynı büyüklükte olmazsa eğer pişme sürelerinde sapmalar meydana gelebilir ve bazıları pişmemiş olarak tabağınızda kalabilir. Bu durum da tüm lezzeti olumsuz yönde etkileyecektir.

Az önceki buğulama yöntemiyle pek çok benzerliği olan bir diğer yöntem ise buharda pişirmedir. Bu yöntem tüm balık pişirme yöntemleri arasında en sağlıklı ve hijyenik olanı olarak kabul görmüştür. Eğer sağlığınıza ve hijyeninize dikkat ediyorsanız balığınızı buharda pişirebilirsiniz. Buharda pişirmek için yapmanız gereken geniş bir kabın içine kaynar su doldurmak. Akabinde üzerine delikleri olan bir buhar kabı yerleştirin ve pişirilmeyi bekleyen balığınızı kabın içine alın. Kısa bir süre geçtikten sonra balığınızı afiyetle yiyebilirsiniz. Burada dikkat etmeniz gereken nokta ise buhar kabınızın kaliteli bir plastikten olması gerekli.

Kalitesiz bir plastik kap ile pişireceğiniz balıklar sağlığınız için büyük bir tehdit haline gelebilir. Buharda pişirme en sağlıklı ve hijyenik pişirme yöntemi olarak kabul görürken kalitesiz, sağlıksız bir plastik kap ile buharda pişirmenin tüm bu artı yönlerini eksiye çevirmek istemezsiniz. Akşam yemeğinde sağlıklı, lezzetli bir şekilde buharda pişmiş balık yemek istiyorsanız dikkat etmeniz gereken konular bunlardır.

Balık Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Ailenizi ya da arkadaşlarınızı bir hafta sonu ziyafeti için evinize çağırdıktan sonra balık pişirmeye karar verdiniz. Balığınızı almaya giderken dikkat etmeniz gereken bazı noktalar vardır. Balık seçimi, sağlığınız ve lezzet açısından son derece ciddi bir konudur. Bunu es geçmeden özenli bir şekilde balığınızı seçerseniz hem karnınız hem sağlığınız için her şey daha güzel olabilir. Taze bir balık almak istiyorsanız dikkat etmeniz gereken ilk şey balığın gözleridir. Taze balıkların gözleri parlak ve dışarı dönük olur. Balık zamanla tazeliğini kaybetmeye başladığında ise gözleri içeri doğru çökmeye başlayacaktır. Bu yöntemler ile taze balık seçmek çok kolaydır.

Taze balık seçerken dikkat etmeniz gereken bir diğer konu ise balığa dokunduğunuzda balık üzerinde meydana gelen göçük anında düzelir. Eğer dokunduğunuz balık taze bir balık değilse bu göçüğün düzelmesi epey zaman alacaktır. Bu şekilde en taze balığı seçebilirsiniz. Eğer pullu balıklardan tercih edecekseniz yine dikkat etmeniz gereken en önemli kural pullarıdır. Pullu balık seçerken elinizle balığın kafasından kuyruğuna doğru sürtmelisiniz. Eğer pullar elinizde kalıyorsa balık taze değildir. Taze pullu balıkların pulları vücutlarına sıkıca yapışıktır. Bu sayede pullu balıkların taze olup olmadığını ayırt edebilirsiniz.

Taze balığı ayırt etmek için uygulamanız gereken bir diğer yöntem ise kuyruğunda gizlidir. Taze bir balığı elinizle alıp havaya kaldırırsanız eğer kuyruğu tıpkı tepsideki gibi dik bir şekilde kalkacaktır. Eğer elinizdeki balığın kuyruğu havaya kaldırdığınızda aşağı doğru düşüyorsa elinizdeki balık taze değildir. Tepsiden başka balık alarak aynı yöntemi deneyebilir ve taze balıkları bu şekilde ayırt edebilirsiniz.

Taze balıkları ayırt edebilmek için dikkat etmeniz gereken son kural ise kokusudur. Elinize bir balık alın ve koklamaya başlayın, taze balıklar neredeyse tamamen kokusuzlardır. Bir balığın asit kokmaya başlaması için bayatlamaya başlaması gerekir. Eğer elinizdeki balık kokusuzsa alıp eve götürebilir ve gönül rahatlığıyla akşamki ziyafet için hazırlayabilirsiniz. Elinize aldığınız balıkta hafif bir asit kokusu var ise o balık yavaş yavaş bayatlamaya başlamıştır. Balık seçimi, pişirmesi kadar önemli ve dikkat edilmesi gereken bir konudur. Bu ve bunlar gibi pek çok metot ile en taze balığı seçerek afiyetle yemek mümkün.

Bu İçerik Hakkında Ne Düşünüyorsun ?